Acıgöl Masaj Salonu Sevgi Hanım
Acıgöl Masaj Salonu
Çünkü bu çocuğu kendilerinin oyun müdürü olarak hep bir ağızdan kabul etmişlerdir. Acıgöl Masaj Salonu Bu çocuğun babası toprağın kendisini yutmasına izin vermez, çünkü o fabrikayı yönetmektedir ve tabii beynini. Ve şu an beynini birazcık olsun çalıştırarak koroda çalışan elemanlarının isimlerini anımsaya çalışır. Anımsamaya çalıştığı adların her biri korodan kaçmanın yollarını arayanlardır. Çocuk hem de iyi bir kayakçıdır da, köyün çocukları da karın altındaki çimen gibi ezilenlerdir. Onlar ayakkabılarının yanlarında durur. Her gün yıkanması uygun görülen gmeşhurk giysileri içindeki hanım uzun zamandır kayak yapmaz. Bunun biroldukça sebebi vardır.
Ancak en önemli neden çocuğunun mukaddes sayılabilecek kıyıda, hanımın dizi dibinde demir atmasını sağlamaktır. Fakat bu çok zor bir uğraştır. Anası çocuğunu ne kadar çok kendisine çekmeye çalışırsa çalışsın, çocuk ateşini köylü çocuklarına püskürtme çabasındadır. Asıl istediği ise onlara asaleti aşılamaktır. Güzel kıyafetlerinin içinde toprağın neşesini yakalamaya çalışır çocuk. Ve babası, domuz şeklinde tıka basa doludur, tek yapabildiği ise şarkı söylemek, oynamak, bağırmak ve doğal zevklerini yerine getirebilmektir. Koro
Acıgöl Masaj Salonu
sadece onun istedikleri olsun diye bir diyardan diğerine gider, bir yemekten diğerine koşar ve hem de şarkı söyler. O, yaptıklarının karşılığının ne olduğunu pek bilmez, sadece koroya üye olan hiç kimse maaş listesinden silinmez. Evleri o kadar aydınlık döşenmiştir ki, bu şekilde ışıktan tutum etmeyi bile başarmaktadırlar! Evet aydınlık, ışığın yerini alır ve melodiler yemeğin tuzu biberi olur.
Koro yeni teşrif etmiştir. Bir sürü yaşlı adam; karılarından kaçmayı isteyen yabaniler, bazı günlerde de karılarına o görkemli “şey’lerini göstermekten çok gurur duyanlar, araçlardan inmiş ve bugünü bir bayram edasıyla kutlamaya başlamışlardır. Ek olarak koro da aslına bakarsanız yoktan var olması imkansız, öyle değil mi?
Müdürün karısı pazar günü bir adım atar. Bağış kilisesinde, Tanrı’nın bakışlarıyla kendisine bir şeyleri anlatmaya çalıştığı yerde. Kilisede diz çöken yaşlı kadınlar, her şeyin iyi mi biteceğinin farkındadır. Hepsi de sonlarının ne olduğunu bilmektedir, sadece vakit darlığı yüzünden geçen bunca yılda düşünmeye fırsat bulamamışlardır. Ğimdi ise Tanrı huzurunda elleri boş yakarış etmekte ve kabul görme umudunu taşımaktadırlar. Sonlar yaklaştığında insan bedeni yitmeye başlar, geriye fazla bir şey kalmaz. Doğa, parkta ve birahanedeki müzik eşliğinde ne kadar da güzeldir.








Son yorumlar